HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU KAPSAMINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER

28 Temmuz 2020 tarihli ve 31199 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (“Değişiklik Kanunu”) ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu (“HMK”) içerisinde bazı değişiklikler yapılmıştır. Değişiklik Kanunu uyarınca HMK kapsamında yapılan düzenlemeler aşağıdaki gibidir:

  • Hâkimin reddi hallerini düzenleyen 36. maddedeki ret sebeplerine, hâkimin uyuşmazlıkta arabuluculuk veya uzlaştırmacılık yapmış bulunması hali eklenmiştir.
  • Kesin süreye ilişkin 94. maddede yapılan değişiklik ile, “Aksi halde, belirlenen süreyi geçirmiş olan taraf yeniden süre isteyebilir.” cümlesi kaldırılarak ilgili hüküm daha detaylı düzenlenmiştir.  Buna göre, hâkim tayin ettiği kesin süreye konu işlemi hiçbir tereddüde mahal vermeyecek şekilde açıklayacak ve süreye uyulmamasının hukuki sonuçlarını açıkça tutanağa geçirerek ihtarda bulunacaktır. Kesin olduğu belirtilmeyen süreyi geçirmiş taraf ise yeniden süre isteyebilecektir, bu şekilde verilen ikinci süre ise her halükârda kesin olacak ve yeniden süre verilmeyecektir.
  • HMK 107. madde başlığı “Belirsiz Alacak ve Tespit Davası” iken “Belirsiz Alacak Davası” olarak değiştirilmiştir. İlgili hükmün ikinci fıkrasında yapılan düzenleme ile belirsiz alacak davasında yapılacak talep artırımında sınırlar daha net çizilmiş olup; karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda davacının iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebileceği hükme alınmıştır. Bu talebin tahkikat sona ermeden verilecek iki haftalık kesin süre içinde yapılabileceği, aksi takdirde davanın talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanacağı düzenlenmiştir. Son olarak 107. Maddenin kısmi eda davasının açılabildiği hallerde tespit davasının da açılabileceği ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edileceğine ilişkin üçüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
  • İlk itirazları düzenleyen 116. madde hükmündeki “iş bölümü itirazı yürürlükten kaldırılmıştır. Buna göre, yeni düzenleme ile ilk itirazlar, yetki ve tahkim itirazından ibarettir.
  • Ön inceleme duruşmasına davete ilişkin 139. maddeye getirilen değişiklik ile ön inceleme duruşmasında davet yazısında ihtar edilecek hususlarda değişiklik yapılmıştır. Bu doğrultuda, davetiyenin tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içinde tarafların dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları, bu hususların verilen süre içinde yerine getirilmemesi hâlinde o delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacaklarına karar verileceği ihtar edilecek hususların kapsamına alınmıştır.
  • İddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi başlıklı 141. maddede yapılan değişiklik ile dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra iddia veya savunmanın genişletilemeyeceği yahut değiştirilmeyeceği düzenlenmiştir.
  • 149. maddenin başlığı ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla veya başka yerde duruşma icrası değiştirilmiştir. Madde içerisinde yapılan değişiklik uyarınca, duruşmanın ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla veya başka yerde icrası hususunda taraf rızaları değil taraf talepleri esas alınacaktır. Mahkeme, talep üzerine ya da resen tanık, bilirkişi veya uzmanın da bu yollarla duruşmaya katılmasına karar verebilecektir. Mahkeme, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri dava ve işlerde ilgililerin aynı anda ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla bulundukları yerden dinlenilmesine resen karar verebileceği eklenmiştir. Son olarak mahkemenin, fiilî engel veya güvenlik sebebiyle duruşmanın il sınırları içinde başka bir yerde yapılmasına, yargı çevresi içinde yer aldığı bölge adliye mahkemesi adalet komisyonunun uygun görüşünü alarak karar verebilecektir.
  • Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması hususunu düzenleyen 222. maddeye ticari defter kayıtlarının delil olarak kabul edilebilmesi için öngörülen şartlardan ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi çıkarılmış olup, diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi hükmü eklenmiştir. Ayrıca diğer tarafın hükmün ikinci fıkrasında yazılı şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin ilgili konuda hiçbir kayıt içermemesi halinde, bu ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı düzenlenmiştir.
  • Bilirkişi raporuna itirazı düzenleyen 281. maddeye eklenen cümle ile rapora karşı ileri sürülecek talebin süresi içinde hazırlanmasının zor veya imkânsız olması ya da özel bir çalışmayı gerektirmesi hallerinde, başvuran tarafa bir defaya mahsus olmak ve iki haftayı geçmemek üzere ek süre verilebileceği düzenlenmiştir.
  • HMK içerisine 305/A maddesi ile “hükmün tamamlanması” maddesi eklenmiş olup, taraflardan her biri, nihai kararın tebliğinden itibaren 1 ay içinde, davada ileri sürülmesine veya resen hükme geçirilmesi gerekmesine rağmen tamamen ya da kısmen karar verilmeyen hususlarda ek karar verilmesini isteyebilecektir. Bu karara karşı kanun yolu açık olacaktır.
  • Eskiden feragat ve kabul hüküm kesinleşinceye kadar yapılabilirken; 310. maddeye eklenen fıkralar ile hükmün verilmesinden ya da temyiz incelemesine gönderilmesinden sonra yapılan feragat ve kabulün hukuki sonuçları düzenlenmiştir.Buna göre, feragat veya kabul, hükmün verilmesinden sonra yapılmışsa, taraflarca kanun yoluna başvurulmuş olsa dahi, dosya kanun yolu incelemesine gönderilmez ve ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesince feragat veya kabul doğrultusunda ek karar verilir. Feragat veya kabul, dosyanın temyiz incelemesine gönderilmesinden sonra yapılmışsa, Yargıtay temyiz incelemesi yapmaksızın dosyayı feragat veya kabul hususunda ek karar verilmek üzere hükmü veren mahkemeye gönderir.
  • HMK 314. maddedeki değişikliklere göre sulh hükmün verilmesinden sonra yapılmışsa, taraflarca kanun yoluna başvurulmuş olsa dahi, dosya kanun yolu incelemesine gönderilmez ve ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesince sulh doğrultusunda ek karar verilecektir. Sulh dosyanın temyiz incelemesine gönderilmesinden sonra yapılmışsa, Yargıtay temyiz incelemesi yapmaksızın dosyayı sulh hususunda ek karar verilmek üzere hükmü veren mahkemeye gönderecektir.
  • İstinafa başvuruya ilişkin HMK 341. Maddesinde yapılan değişiklik ile, ilk derece mahkemelerinin karşı tarafın yüzüne karşı verdiği ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına ve karşı tarafın yokluğunda verdiği ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verdiği kararlarına karşı da istinaf yoluna başvurulabileceği düzenlenmiştir.
  • HMK 362. Maddesinde yapılan değişiklikle kira ilişkisinden doğan diğer davalardan üç aylık kira tutarı temyiz sınırının üzerinde olanlar temyiz edilemeyen kararların dışında tutulmuştur. Ayrıca, kanunda sayılan durumlarda bölge adliye mahkemesinin, esası incelemeden kesin olarak verebildiği kararın kaldırılması ve davanın yeniden görülmesi yönündeki kararları da temyiz edilemeyen kararlar kapsamına alınmıştır.
  • HMK madde 391’deki değişikliğe göre ihtiyati tedbir talebinin reddi kararları gerekçeli olarak verileceği ve yüzüne karşı aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilen tarafın da kanun yoluna başvurabileceği öngörülmüştür. HMK 393 uyarınca ihtiyati tedbir kararının uygulanması tedbiri isteyen tarafa kararın tefhim veya tebliğden itibaren bir hafta içinde talep edilmek zorundadır. başlar. HMK madde 394’e yapılan ekleme ile ihtiyati tedbir kararına karşı itiraz hakkında, esas hakkında dava açılmış ise, davaya bakan mahkemece karar verileceği düzenlenmektedir.
  • HMK madde 398 ihtiyati tedbir kararına aykırı davranan kişilere uygulanacak ceza hususunda daha ayrıntılı düzenlemeler içermektedir. Buna göre, tedbire muhalefetin cezası; ihtiyati tedbir kararının uygulanmasına ilişkin emre uymayan veya tedbir kararına aykırı davranan kimse hakkında ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren altı ay içinde şikâyet edilmesi üzerine, altı aya kadar disiplin hapsidir. Duruşmaya gelen şikâyet olunana mahkeme, haklarını hatırlatarak savunmasını alır, dosyadaki delilleri değerlendirerek gerekli araştırmayı yapar, yargılama sonunda şikâyet olunanın ihtiyati tedbir kararının uygulanmasına ilişkin emre uymadığı veya tedbir kararına aykırı davrandığı tespit edilirse, disiplin hapsi ile cezalandırılır, aksi takdirde, şikâyetin reddine karar verilir. Tarafların, kararın tefhim veya tebliğinden itibaren bir hafta içinde karara itiraz edebileceği, itiraz merciinin itirazı yerinde görürse işin esası hakkında karar vereceği, itiraz üzerine verilen kararın kesin olacağı, bu madde uyarınca verilen disiplin hapsi kararlarının kesinleşmeden infaz edilemeyeceği, tedbir kararına aykırı davranışın sona ermesi veya tedbir kararının gereğinin yerine getirilmesi ya da şikâyetten vazgeçilmesi halinde, davanın bütün sonuçlarıyla beraber cezanın düşeceği, disiplin hapsine ilişkin kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki yıl geçtikten sonra yerine getirilemeyeceği kararlaştırılmıştır.

Konu ile ilgili herhangi bir sorunuz olduğu takdirde lütfen bizimle info@heuvels-uras.com e-mail adresinden iletişime geçiniz.